・Kara gün dostu Kübra zor zamanımda bana destek olur, o bir kara gün dostudur. Kübra always helps me when I'm in trouble. She is a true friend. キュブラは私がこまっているときに助けてくれる、本当のともだちだ。 ・İçi geçmek Genç öğrenci otobüste yolculuk ederken, içi geçmiş ve durağını kaçırmış. The young student fell asleep on the bus and missed his bus stop. 若い学生はバスに乗っているとき、寝落ちしてバス停を通り過ぎてしまった。 ・Göz bebeği Elif benim göz bebeğim, onu çok seviyorum. Elif is really precious to me. I love her. エリフはわたしにとって尊くて大切な存在で、彼女のことがとてもだいすきだ。 ・İçi gitmek Ben hamileyken taze çileklere içim gitmişti. When I was a pregnant, I craved for eating fresh strawberries. 私が妊娠しているとき、新鮮ないちごがとても恋しかった。 ・Parmaklarını yemek Bu akşam öyle lezzetli bir yemek yaptım ki, sofradaki herkes parmaklarını yedi. I made a very delicious dinner and we enjoyed it at the table. 晩においしい料理をつくって、みんなでそれを食卓で堪能した。