
・kendimi feda etmek Kız arkadaşımı korumak için kendimi feda ederim. I would sacrifice myself to protect my girlfriend. 彼女を守るためだったら、自らを犠牲にする。 ・Döküp saçmak Elif yemek yaparken her şeyi döküp saçmış, ortalık batmış. When she was cooking, she spilled all the ingredients and the floor got flooded. エリフは料理をするときに、ぜんぶこぼしてしまって周りを水浸しにしてしまった。 ・Taraf tutmak Onların birbirlerinin tarafını tutması gerekiyor bence. I think they need to help each other. 彼らはお互いに助けが必要に思える。 ・Uykusu kaçmak Işık açınca uykum kaçtı. Once I put on the light, I became totally awake. ライトを点けると、眠気が飛んだ。 ・Kafa patlatmak Kafa patlatınca onunla evleneceğime karar verdim. I considered many times, and at the end I decided to get married with my girlfriend. 熟考に熟考を重ね、彼女と結婚することを決めた。