
•rahatsız etmek Elif beni rahatsız etmeyi seviyor. Elif likes disturbing me. エリフは私の邪魔をするのがすきだ。 •dua etmek Müslümanlar camide dua eder. Every Muslim prays at a mosque. ムスリムの人はみなモスクでお祈りをする。 •tekrarlamak Türkçe çalışmak için Türk arkadaşımın söylediklerini tekrarladım. I repeated what my turkish friend said to study Turkish. トルコ語の勉強のために、トルコ人の友だちの話すことをくり返した。 •çevirmek Kapıyı açmak için sağa çevirin. Please turn the knob right to open the door. 扉を開けるために、ノブを右に回してください。 •yaralanmak Futbol oynarken yaralandım. I got injured when I’m playing football. サッカーをしているときに怪我をした。